Sevgilisini paramparça ederek kesen, karısını kurşunlara dizen, bir sokak kedisini tekmelerle öldüren kim?
Bir sokak köpeğini diri diri çöp konteynırında presleterek öldüren, yeni doğmuş bir bebeği (kendisi de bir kadınken üstelik) annesinin gözyaşlarını hiçe sayarak kaçırmaya yeltenen kim?
Minicik körpe yavrulara, önce tecavüz eden sonra zulümle öldüren kim?
Fok balıklarını derisi bozulmasın diye sopalarla kafasına vura vura, karidesleri yemek için -bugün ne yazık ki hâlâ- diri diri kaynar sularda saatlerce viyak viyak bağırtarak öldüren ve onu sonra afiyetle yiyen kim?
Allah aşkına bir insanda “şefkat ve merhamet” duygusu kalmazsa, o insana kim ne anlatabilir aşktan ve sevdadan, açlıktan ve yokluktan…
Evet biz görmesek de, görmek istemesek de bugün bir yerlerde bizim çocuklarımız hâlâ “din” adı altında kedi kesme ayinleri, “eğlence” adı altında uyuşturucu partileri, “gençlik” adı altında fuhuş alemleri yapıyor.
Ne yazık ki, anneler ve babalar da haberlerle filimler arasında gidip gelirken, yan odada canavarlaşan yitip giden çocuğuna çok iyi bir eğitim verdirdiğine inanıyor.
‘Şu çocukla biraz ilgilen’ dendiğinde “yediği önünde, yemediği arkasında” zırvasıyla sözüm ona ebeveynlik yapıyor.
Sonrası yine gazetelerde, “benim çocuğum karıncayı ezemezdi” ezberi.
Şimdi kendi çocuğuna bu kadar ilgi gösteren, senin çocuğunun derdine dertlenir mi?
Bencillik ve vurdumduymazlık, bir toplumun damarlarına bu kadar işlerken, o toplumun geleceğini oluşturacak çocuklardan, yarın şefkat ve merhamet beklemek bencilliğin daniskası değil mi?
?
?
?
Merhamet;
Acıyan, körelen, yiten belki de can çekişen tarafımız bizim.
Bedirhan Gökçe
Bir sokak köpeğini diri diri çöp konteynırında presleterek öldüren, yeni doğmuş bir bebeği (kendisi de bir kadınken üstelik) annesinin gözyaşlarını hiçe sayarak kaçırmaya yeltenen kim?
Minicik körpe yavrulara, önce tecavüz eden sonra zulümle öldüren kim?
Fok balıklarını derisi bozulmasın diye sopalarla kafasına vura vura, karidesleri yemek için -bugün ne yazık ki hâlâ- diri diri kaynar sularda saatlerce viyak viyak bağırtarak öldüren ve onu sonra afiyetle yiyen kim?
Allah aşkına bir insanda “şefkat ve merhamet” duygusu kalmazsa, o insana kim ne anlatabilir aşktan ve sevdadan, açlıktan ve yokluktan…
Evet biz görmesek de, görmek istemesek de bugün bir yerlerde bizim çocuklarımız hâlâ “din” adı altında kedi kesme ayinleri, “eğlence” adı altında uyuşturucu partileri, “gençlik” adı altında fuhuş alemleri yapıyor.
Ne yazık ki, anneler ve babalar da haberlerle filimler arasında gidip gelirken, yan odada canavarlaşan yitip giden çocuğuna çok iyi bir eğitim verdirdiğine inanıyor.
‘Şu çocukla biraz ilgilen’ dendiğinde “yediği önünde, yemediği arkasında” zırvasıyla sözüm ona ebeveynlik yapıyor.
Sonrası yine gazetelerde, “benim çocuğum karıncayı ezemezdi” ezberi.
Şimdi kendi çocuğuna bu kadar ilgi gösteren, senin çocuğunun derdine dertlenir mi?
Bencillik ve vurdumduymazlık, bir toplumun damarlarına bu kadar işlerken, o toplumun geleceğini oluşturacak çocuklardan, yarın şefkat ve merhamet beklemek bencilliğin daniskası değil mi?
?
?
?
Merhamet;
Acıyan, körelen, yiten belki de can çekişen tarafımız bizim.
Bedirhan Gökçe