İ.S. 117-138 yılları arasında hüküm süren Roma İmparatoru Hadrianus yerleşimler kurmasının yanı sıra çok gezmesi ile de ünlü. Edirne’ den Antalya’ ya, Bolu’dan Kudüs’ e kadar gidip görmedik yer bırakmamış.
Tüm Anadolu’ yu arşınlayan imparator bu arada Bursa’ya da uğramış ve bugün şehrin 58 km. uzağında bulunan dağ ilçelerinden Orhaneli’ni avlak olarak kullanmak amacıyla kurmuş. Hadrianus, Adranos, Adırnaz derken Orhangazi tarafından fethedilmesiyle Orhaneli adını almış.
İmparator Hadrianus yörede avlanırken sevgili karısı için ilçe merkezine 6 km. uzaklıktaki Sadağı köyü yakınlarındaki bir sıcak su kaynağını değerlendirip bir hamam yaptırmış.
Bu kaya hamamından halen sıcak su çıkmaya devam ediyor. Ancak Hadrianus’un kaya hamamı romatizma, soğuk algınlığı ve kısırlıktan muzdarip hastalardan çok doğa severlerin ilgisini çekiyor.
Orhaneli ilçe merkezinden 6 km. uzaklıktaki Sadağı bir Yörük köyü. Köy yaz aylarında bahçe işleri sebebiyle boş ancak birkaç yaşlı Yörük köylüsü ile karşılaşılabiliyor. Hamama gitmek için köy içinden geçtikten sonra 1 km. kadar yürüdüğümüzde sarp kayalıkları bir bariyer gibi kesen su bendi çıkıyor karşınıza. Merdivenleri aşıp bendin üzerine çıktığınızda Kaya Hamamlarına ulaşmanın ne derece maceralı olduğu anlaşılıyor. Karşınızda yer yer 60 metreyi bulan kaya blokları ile Sadağı kanyonu. Burada belirli bir parkur yok. Yol suyun durumuna ve biraz akıla bağlı. Parkuru siz çizeceksiniz. Büyük bir kısmı suların içinde, soldan-sağa veya sağdan-sola zigzaglar çizerek, su içinde yükseltileri görüp kayaları aşarak.
Yaklaşık 2 saatlik ıslak bir maceradan sonra derenin sağ kıyısında yeşil bir tente göreceksiniz. Bu tente altında 62 derece sıcaklıktaki şifalı suyu saklıyor. Tente Hadrianus tarafından değil na-mahrem sendromundaki Hacıbabalar tarafından konulmuş. Eşleri içeride kaplıca keyfi yaparken kendileri dışarıda gözcülük yapıp gelenlere "geri dönün, gelmeyin" diye bağırıyorlar.
Yeşil tentenin karşısında ise kaya hamamı var. Etrafı taş duvarla çevrili suyu tenteliye oranla girilebilecek sıcaklıkta. Ancak bu iş zaman zaman tersine dönebiliyor. Bir hafta önce girdiğiniz kaya hamamının suyu 62 santigrat dereceye çıkıyor,nedendir bilinmez. Burada gece kamp yapanlarda oluyor. Gece karanlığında suda yüzen veya duvar üstlerine konulmuş mumların ışığında, sıcak su içinde ve ellerinde şarap kadehleri…
Kaya hamamlarına ulaşmak için ille de "botlar elde sandaletler ayakta, şortlar veya paçalar sıvalı olarak 2 saat macera aramak istemiyorum" diyorsanız kanyon girişinde su bendinin 50 metre solundaki patikayı takip edin. Kaya hamamının üzerinden geçiyor. 50 metrelik bir yan inişle sıcak suya kavuşursunuz.
Kaya hamamından yaklaşık 300 metre sonra 3-4 yükseklikten dökülen bir şelale var. Şelalenin önündeki havuzda yüzülebiliyor. Eğer yanınıza olta aldıysanız ve halen vaktiniz varsa yörede küçük alabalık olarak isimlendirilen balıklardan tutabilirsiniz.
Bir tavsiye: Ben hafta sonu Sadağı kanyonuna girip 2 saat ıslak macera yaşayayım, kaya hamamını görüp açık havada kaplıca keyfi yaşayayım, sanatsal ağırlıklı fotoğraf çekeyim derseniz üçünden birini yapmayın derim. Ayrıca fotoğraf makinenize ve ekipmanlarınıza dikkat edin...
Tüm Anadolu’ yu arşınlayan imparator bu arada Bursa’ya da uğramış ve bugün şehrin 58 km. uzağında bulunan dağ ilçelerinden Orhaneli’ni avlak olarak kullanmak amacıyla kurmuş. Hadrianus, Adranos, Adırnaz derken Orhangazi tarafından fethedilmesiyle Orhaneli adını almış.
İmparator Hadrianus yörede avlanırken sevgili karısı için ilçe merkezine 6 km. uzaklıktaki Sadağı köyü yakınlarındaki bir sıcak su kaynağını değerlendirip bir hamam yaptırmış.
Bu kaya hamamından halen sıcak su çıkmaya devam ediyor. Ancak Hadrianus’un kaya hamamı romatizma, soğuk algınlığı ve kısırlıktan muzdarip hastalardan çok doğa severlerin ilgisini çekiyor.
Orhaneli ilçe merkezinden 6 km. uzaklıktaki Sadağı bir Yörük köyü. Köy yaz aylarında bahçe işleri sebebiyle boş ancak birkaç yaşlı Yörük köylüsü ile karşılaşılabiliyor. Hamama gitmek için köy içinden geçtikten sonra 1 km. kadar yürüdüğümüzde sarp kayalıkları bir bariyer gibi kesen su bendi çıkıyor karşınıza. Merdivenleri aşıp bendin üzerine çıktığınızda Kaya Hamamlarına ulaşmanın ne derece maceralı olduğu anlaşılıyor. Karşınızda yer yer 60 metreyi bulan kaya blokları ile Sadağı kanyonu. Burada belirli bir parkur yok. Yol suyun durumuna ve biraz akıla bağlı. Parkuru siz çizeceksiniz. Büyük bir kısmı suların içinde, soldan-sağa veya sağdan-sola zigzaglar çizerek, su içinde yükseltileri görüp kayaları aşarak.
Yaklaşık 2 saatlik ıslak bir maceradan sonra derenin sağ kıyısında yeşil bir tente göreceksiniz. Bu tente altında 62 derece sıcaklıktaki şifalı suyu saklıyor. Tente Hadrianus tarafından değil na-mahrem sendromundaki Hacıbabalar tarafından konulmuş. Eşleri içeride kaplıca keyfi yaparken kendileri dışarıda gözcülük yapıp gelenlere "geri dönün, gelmeyin" diye bağırıyorlar.
Yeşil tentenin karşısında ise kaya hamamı var. Etrafı taş duvarla çevrili suyu tenteliye oranla girilebilecek sıcaklıkta. Ancak bu iş zaman zaman tersine dönebiliyor. Bir hafta önce girdiğiniz kaya hamamının suyu 62 santigrat dereceye çıkıyor,nedendir bilinmez. Burada gece kamp yapanlarda oluyor. Gece karanlığında suda yüzen veya duvar üstlerine konulmuş mumların ışığında, sıcak su içinde ve ellerinde şarap kadehleri…
Kaya hamamlarına ulaşmak için ille de "botlar elde sandaletler ayakta, şortlar veya paçalar sıvalı olarak 2 saat macera aramak istemiyorum" diyorsanız kanyon girişinde su bendinin 50 metre solundaki patikayı takip edin. Kaya hamamının üzerinden geçiyor. 50 metrelik bir yan inişle sıcak suya kavuşursunuz.
Kaya hamamından yaklaşık 300 metre sonra 3-4 yükseklikten dökülen bir şelale var. Şelalenin önündeki havuzda yüzülebiliyor. Eğer yanınıza olta aldıysanız ve halen vaktiniz varsa yörede küçük alabalık olarak isimlendirilen balıklardan tutabilirsiniz.
Bir tavsiye: Ben hafta sonu Sadağı kanyonuna girip 2 saat ıslak macera yaşayayım, kaya hamamını görüp açık havada kaplıca keyfi yaşayayım, sanatsal ağırlıklı fotoğraf çekeyim derseniz üçünden birini yapmayın derim. Ayrıca fotoğraf makinenize ve ekipmanlarınıza dikkat edin...