Tirilye eski nufusunun cogunlugu Rum olan bir deniz koyu… Osmanlilar tarafindan bolge fethedildikten sonra (yaklasik 1300lu yillarin ilk yarisi) zaman icinde, savaslardan sonra Rumlar yavas yavas bu topraklardan ayrilmislar ve Yunanistan’a goc etmisler… Kurtulus Savasindan sonrada bolgedeki nufuslari iyice azalmis…
Koyun adi nereden geliyor dersek bircok belde de oldugu burada da birkac rivayet var… Bir tanesi deniz koyu olmasi ile ilgili… Barbunya baligi; Helence’de “trigleia” olarak ifade ediliyormus… Bolgede de balikcilik ve barbunya baligi yaygin oldugu icin bu ismi almis… Bir diger rivayet tarihi dokusu ile ilgili… Bursanin bir baska eski Rum yerlesim beldesi olan Iznik’ten aforoz edilip buraya gelen Aya Yonni, Aya Yorgi ve Aya Sorti isimli 3 papaz oldugu ve Rumca 3 papaz anlamina gelen isimden turedigi yonunde… Yani papazlar papaz olmuslar konsulle fikri ayriligina dustukleri icin ! Ehhehehhh Espri yetenegimizi sonuna kadar kullaniyoruz, dibine kadar! ne cikarsa artik bahtiniza; bazen iyi bazen kotu Tri (uc) + Ilya (papaz) = Tirilya !
1963 senesinden beri de yeni ismi olan Zeytinbagi ismi kullaniliyor… Bu ismin secilmesindeki etken de zeytin agaclarindan kaynaklaniyor. Bolgede ciddi bir zeytincilik faaliyeti sozkonusu… Hatta oyle ki; dunyaca unlu Tirilye Zeytin cesidi bu bolgede yetisiyor. Zeytinlerin oldukca rahat yetistirildigi ve faaliyetlerinden yuksek verim alinan Akdeniz kiyilarinda bu zeytin cesidi ne yazik ki yetistirelememis, bu bolgeye has kalmis. Unlu Tirilye Zeytini; ufacik bir zeytin… Cekirdegi de minicik… Ust kismi dumduz degil; kiris kiris… Cekirdek ve zeytinin etli kismi birbirinden kolaylik ayriliyor ve yerken hic zorluk yasamiyorsunuz. Tadi da mukemmel ! Tabii zeytincilik faaliyetleri arasinda zeytin yagi uretimi de var. Zeytinbaginin bir baska ayagida sarapcilik ! Evet, yanlis duymadiniz ! Bolgede cok eskilerden kalma bir gelenek halince saraplar uretiliyor… Bakus Sarap’ta bircok sarabin tadina bakabilirsiniz o sicacik atmosferiyle…
Koyluler oldukca icten… Oldum olasi balikci koylerini dag koylerinden daha cok sevmisimdir… Nedense bana bu tur yerlerin halki daha farkli geliyor… Belki bu benim cevreyi gezerken gordugum ve gordugum andan itibaren gozumun hep takildigi mavi sudan da kaynaklaniyor olabilir. Koy kahvelerimiz yine vardi… Artik unuttugumuz ufak bakkallar… Seyyar saticilar… Sokakta birbirlerini kovalayan cocuklar… Bisiklet kullanan gencler…
Eski bir Bizans yerlesimi olan Tirilye, 14. yüzyildan sonra Osmanli Imparatorlugu`nun egemenligine girmis. 1924`e kadar Türklerle Rumlar`in birlikte yasadigi kasabaya, mübadele sonrasi Selanik`ten gelen göçmenler yerlestirilmis. Temel ugras olan zeytincilik, kasabanin adina da yansimis; 1963`te adi "Zeytinbagi" olmus ancak Tirilye adi da halen kullaniliyor.
TIRILYE ADI NEREDEN GELIYOR?
Kasabanin adinin kaynagiyla ilgili üç farkli hikaye anlatiliyor: Cenevizliler zamaninda korsanlarin saldirisina karsi koymak için Sivzi, Kapanca ve Tirilye köylerinin Tirilye adi altinda birlestigi söyleniyor. Baska bir hikayeye göre Iznik`te baspiskoposun aforoz ettigi üç papazin buraya yerlesmesi nedeniyle kasabaya "Tri: üç; ilya: aziz" anlamina gelen bu ad verilmis. Üçüncü hikayede ise Tirilye`de dere agzinda bol bulunan barbunya baliginin Dogu Roma`nin baskenti Istanbul`a gönderildigi anlatilir. Kasaba bu yüzden Latince`de kirmizi balik anlamina gelen Tirilye adiyla anilmis.
GEÇMISE YOLCULUK
Tarihi mimari dokusunu korumayi basarmis kasabanin sokaklarinda, insan geçmise yolculuk yapmis gibi oluyor. Yer yer çirkin beton binalara rastlansa da burasi daracik sokaklari ve evleriyle bir `mimarlik tarihi laboratuari` gibi. Zaten mimarlik okullari da buraya egitim gezileri düzenliyor. Kasabadaki tarihi evlerin bazilari restore edilmis ama çogu bakimsiz. Geleneksel mimarinin tipik örnekleri olan Tirilye evleri bu halleriyle hüzünlü görünüyor. Tirilye, yasayan bir kasaba. Halki güleryüzlü ve sicak. Yasam sokaklarda da devam ediyor. Evlerinin önünde zeytin satan kasabalilar, asirlik çinarlarin gölgesinde çaylarini yudumlayanlar, kapilarinin önünde disleriyle sohbete dalmis kadinlar ve oynayan çocuklar...
TIRILYE EVLERI
Bugün kasabayi bastan basa geçen caddenin yerinde eskiden dere akarmis. Yamaçlardan gelen sokaklar bir yapragin damarlari gibi bu caddeye baglaniyor. Bu sokaklarda birbirinin görüsünü engellemeyecek sekilde yerlesmis olan Tirilye evleri, 19. yüzyil sonu ve 20. yüzyilin basindan kalma.
1980`de sit alani ilan edilmesi, her iki toplumun yasam özelliklerini mimarilerinde sergileyen bu evlerin, günümüze kadar gelebilmesini saglamis. Baslica geçim kaynagi ipekçilik ve balikçilik olan Rumlar`in iki veya üç katli evlerinin insan yasamina ayrilan üst katlarina ipekböcekleri için kozaliklar eklenmis. Daha sonra ipekböcekçiliginin yerini zeytincilik aldigi için, zemin katlardaki ahirlar zeytin depolarina dönüsmüs. Evler tüm Bursa yöresinde oldugu gibi, ahsap strük-tür üzerine bagdadi siva uygulanarak insa edilmis. Yogun bir yerlesme olan Tirilye`de arsalar yetersiz olsa bile ev estetiginden ödün vermeyen ustalar, çikmalarla tasarimlarini zenginlestirmisler.