HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

Türkiye'deki Şehirlerin İsim Hikayeleri FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

Türkiye'deki Şehirlerin İsim Hikayeleri FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU

Similar topics


      Türkiye'deki Şehirlerin İsim Hikayeleri

      reco_54
      reco_54
      Ödüllü Üye
      Ödüllü Üye


      Kayıt tarihi : 12/03/08
      Erkek
      Mesaj Sayısı : 1666
      Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
      Yaş : 53
      Mesleği : Otomativ
      Medeni Durumu : Evli
      Çocuk Sayısı : 1
      Eğitim Durumu : Lise
      Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
      Resim Resim : ---
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
      İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
      Site Puanı Site Puanı : 583
      Rep Puanı Rep Puanı : 81

      Türkiye'deki Şehirlerin İsim Hikayeleri Empty Türkiye'deki Şehirlerin İsim Hikayeleri

      Mesaj tarafından reco_54 Salı 22 Nis. 2008, 7:05 am




      İZMİR
      İzmir ismi symrna kelimesinden gelir zaman içinde zmirna, smirne, simire, semire, lesmire, lesmirr, ksimire, siniros, mirina, samorna, simira, zmirra, asmira, esmira, ismira, ismire, yezmir şeklinde de anılmıştır ama aslen iyon kökenlidir ve iyonca da isimlerin başına i eki getirilerek izmirni olarak okunurdu. izmir kelimesi bu kökten gelir. buradan gelip geçmiş tüm kültür kökenlerinde izmir, ulaşılamaz erişilemez kadın veya kız anlamına gelir. valla birazda öyle aslında

      symrna hakkında, yani izmir'in eski ismi hakkında, yunan mitolojisinde şöyle bir hikaye vardır..

      amazonlar, yunan mitolojisine göre anadolunun ortasında, truva berisinde yaşayan savaşcı ve sadece kadınlardan oluşmuş bir topluluktu..sayıları fazla idi ve gerçekten çok haşin savaşırlardı..hatta daha rahat yay gerebilmeleri için tek memelerini keserlerdi..nitekim tanrılar tarafından kutsanmış bir ırktı..evlenmeden, soylarını devam ettirebilmek için özel seçtikleri erkekler ile beraber olurlardı..eğer kız çocuk dünyaya getirirlerse, kendileri gibi eğitip bir savaşcı yaparlardı..erkek doğarsa şayet babalarına geri verip postalarlardı..

      neyse efendim konumuza dönelim, acılmışız..bu amazon ırkı ilk başlarda fetihlerini kuzey'e doğru ilerlettiler..kralice olaraktan başlarında 3 tane savaşcı kadın vardı ve hiyerarşik bir yönetim vardı..onların dediği geçerliydi ve fetihler sırasında onlar da orduya katılırlardı..kuzey fetihlerinden sonra amazon savaşcıları truva'nın güneyine yöneldiler..en batıya gitmek ümidi ile ege kıyılarına geldiler..şuan ki izmir'in dolaylarında ve muğla taraflarında, buldukları bereketli topraklara şehirler kurdular..ilk başta sayıları 20'yi bulan şehirler sonraları tek tek ayakta kalmak yerine, birleşip şehir devletleri haline gelmeyi kabul ettiler...

      bu bahsettiğim 3 adet kralice'nin birisinin adı da "symrna" idi ve izmir dolaylarında kurulan şehrin manzarasını ve havasını sevdiği için burada kalmıştı..hatta sonraları şehirler birleşince hepsinin hakimiyetini burdan halletmeyi planlıyordu..nitekim istediği de olmuştur mitolojide anlatılan hikayeye göre..izmir başta olmak üzere amazon kadınları tarafından kurulan 20 küsür şehir kendi içlerinde birleşerek 4-5 tane büyük şehire dönüştü..bu şehirleri arasında bodrum (eski amazonların kurdukları adı ile halikarnas) de vardı..

      sonuçta bu bir mitolojik hikaye..ne kadar doğru olup olmadığı tartışılır..ama denilir ki; amazonlar savaşcı oldukları kadar da güzeldirler..bence biraz haklı bir hikaye olabilir, nitekim egenin özellikle de izmirin kızları güzeldir..


      İSTANBUL
      istanbul ismi ise dinci kesimin iddia ettiği gibi islambol adından gelmemektedir. bu komiktir. stanpolis yani yunanca kökeni eis tin polis olan "kentte" "kent içinde" anlamına gelen bir kelime öbeğinden gelir. zamanla kırılıp istanbul olmuştur.fatih zamanında konstantin ve bizans etkisini silmek için kent isminin değiştirilmesine ihtiyaç duyulmuş fakat fatih sadece ismi konstantiniye diye değiştirmiştir.ama halk eskiden beri istanbula stanpolis diyormuş ve ve öyle gelmiş öyle de gidiyor. bu arada anlam vermeden geçmeyelim konstantin ismi "sadık" anlamında gelir.


      ANKARA
      ankara isminin ''anker'' isminden geldiğini belirtmeliyiz.ankerin anlamının ise gemi çapası olduğu bilinen bir gerçektir.ankara ile gemi çapasının bağlantısını kurmak sizlere anlamsız gelebilir.milyonlarca yıl önce ankara bir iç deniz idi.kral midas'a ''anadolu topraklarında durma kalk! topraklarında bir gemi çapası ara '' dendiğinde firigya kralı midas ankara ismine öbek oluşturan ankara kalesi 'nin tepelerinde çapayı buldurtur.ve donemin paralarında gemi çapası ankara 'yi simgeleyen önemli bir sembol olur.anker, angora, ankerium, engürü , ancyra, ancorra ve sonucunda ankara bir tarihsel sürecin bugüne kadar ulaşan önemli durak noktalarını ifade ederken,hititler, firigler, lidyalılar,persler,galatlar roma ve bizanslılar ile ]ilhanlılar,selçuklular ve osmanlılar sonucunda türkiye cumhuriyeti bir başkent olarak ankara ' yi doğurmuşlardır. ankara'da bir deniz olmadığı halde, anadolu bozkırının ortasında ''çapa kenti'' olmuştur.


      DİYARBAKIR
      Diyarbakır'ın hikayesi osmanlı zamanında yaşamış bekir isimli çok güçlü bir ağanın güney doğuyu da neredeyse içine alan sınırlara mülk olarak sahip olmasından gelir orijinal ismi diyarı-bekir yani bekirin diyarı anlamındadır.zamanla günümüze böyle yanısmıştır.


      AMASRA
      il olmamasına rağmen batı karadenizdeki tatil beldesi amasranın hikayesi ise şöyle:
      amasranın adı çeşm-i cihan imiş eskiden belki giden vardır aranızda, tam bir doğa harikasıdır bu yer. denizin mavisi dağların yeşiliyle bütünleşmiştir resmen. fatih sultan bu bölgeye geldiklerinde, güzelliğinden büyülenmiş ve lalasına dönüp,"ey lala, söyle bana, dünyanın çeşmesi bu mu olsa gerek" demiş türkçesiyle. bu yüzdenmiş çeşm-i cihan adı.


      KARŞIYAKA
      kudüs seferine çıkan delikanlı ingiliz kralı aslan yürekli richard, yol üzerinde dinlenmek için o zamanki izmir'in yakınında ordugahını kurar. sonra yola devam ederken burayı çok sevdiğini söyler ve kalbim burada kaldı der. burası karşıyakadır. o günden sonra o zamanki izmir'in yanıbaşındaki (şimdiki izmirin karşısındaki) bu çayır çimen couer de lio yani aslanın kalbi olarak anılır. zamanla cordelio ve daha sonra kordelya halini almış bu isim aynı zamanda bir kız ismi olup, avrupa ve amerikada onlarca şehre ismini vermiştir.

      türklerin devreye girmesi ile izmirin karşısında kalan bu yakaya bilindiği üzere karşıyaka denmiştir. hatta ulu önder annesini emanet ettiği karşıyaka halkına "izmirin karşıyakalıları" şeklinde hitabı gurur ve de onur vericidir.


      MANİSA
      bu güne kadar manisa adının kaynağı hakkında değişik görüşler ileri sürülmüştür. bunların başlıcaları şunlardır;

      "mağnetler teselya'da ki mağnesia'dan gelerek bu şehri kurdular. yeni yurtlarına da geldikleri yerin adını verip "mağnesia" dediler. eski kaynaklarda menderes nehri civarında ki maiandros mağnesia' sın dan ayırmak için magnesia ad sipylum veya spiylos mağnesia'sı adı verilmiştir

      bu bölgede bulunan mıknatıslı demire nisbet edilerek bu ad verilmiştir.

      lidya veya başka bir ön asya dilinde, anlamını bu gün bilemediğimiz bir kelimeden türemiştir. evliya çelebiye göre ise latinler buraya büyük anlamında nisa derlerdi. manisa' nın bizanslılar dan alınmasından, sonra mağnesia denildi ki, manası kafir karısı şehri demektir.

      mader kelimesinin kısaltılması ma'dır ve anne anlamına gelmektedir. fars kültürü bu bölgeye kadar çok etkili olmuştur. nisa arapça, ibrani'ce, fenike, arami'ce dilinde aynı anlamı içeren kelimedir...

      ma-n-isa isa'nın annesi şehri manası'na da gelmektedir. spil dağın da bulunan ve haritalar da gösterilen nirengiye meryem taşı ismi verilmiştir. meryem ana efes'e gitmeden önce manisa'da roman shire isminde ki tapınakta kaldığı ve o yüzden; bu bölgeyi şereflendirdiği için isa'nın annesi anlamına gelen manisa ismi verildiği söylenmektedir....

      sonuç olarak; hitit, aka, frigya, lidya, hellen, roma ve bizans egemenliklerini yaşayan manisa'nın, antik çağdaki adı magnesia'dır. 1313 yılında saruhanoğulları tarafından bizanslılar'dan alınan şehrin adı manisa olarak degiştirilmiş ve beylik merkezi haline getirilmiştir.


      BURSA
      bursa ismi millattan önce 300 yıllarında bölgede romalılara karşı savaşan güçlü bir develt olan bithynian ülkesinin bir kralının isminden gelir. bugün anlamı kayıp bir isimdir. kralın ismi prusiastır. kenti ilk kurduğu zaman kent prusa diye anılırdı. zamanla konuşma dilinde bursa'ya dönüşmüştür.


      TRABZON
      Trabzon ismi kentin yerleşim ve şekil biçiminden gelir.kent merkezi kuzeyde denizden, güneyde boztepe'nin üzerine kadar düzgün olmayan teraslar halinde yükselir. değirmendere, kuzgundere (ya da tabakhane) ve zağnos dereleri yerleşimi güneyden kuzeye derin boğazlarla bölmüştür. tabakhane ve zağnos dereleri arasında kalan ve düzgün olmayan yüksek bir masa formundaki alan üzerinde, kentin bilinen en eski yerleşim kalıntıları tespit edilmiştir. işte bu nedenle trabzon adının eski grekçe masa ya da trapez/yamuk biçimi karşılığı olarak "trapezos" kelimesinden geldiği görüşü ağırlık kazanmaktadır. trabzon adına, trapezos olarak ilk kez, yunanlı komutan kesnophon tarafından kaleme alınan, m.ö. 4. yüzyılda geçen olayların anlatıldığı "anabasis" adlı antik kaynakta rastlanmaktadır


      MARDİN
      Süryaniler tarafından kuruluşu sümerlere dayandırılan mardin’e ilişkin erken tarihli bilgiler, şimdilik sadece efsanelerdir. hammer tarihinde geçen bu efsanelerden birinde, pers hükümdarı ardeşir’in (226-241) marde adlı bir kavmi yöreye yerleştirdiği, böylece şehrin adını bu kavimden aldığı belirtilir. yine perslere bağlanan bir başka efsanede, pers hükümdarlarından birinin hasta oğlunu iyileştirmek üzere buraya getirdiği ve şehzadenin mardin olan adının yöreye ad olduğu anlatılır. vâkidi’den aktarılan efsanede, şehrin kuruluşunun bugünkü mardin kalesi’nin bulunduğu alana yerleşerek gününü ibadetle geçiren ve ünü bütün doğuya yayılan dîn adlı iranlı zahidin öyküsüne bağlanır. heraklius’un gönderdiği bir komutan dîn ile önce dost olup sonra onu öldürür ve buraya bir kale yaptırır. zamanla dîn öldü anlamına gelen “mâte din”in mardin’e dönüştüğü öne sürülür. tarih boyunca, bu efsanelere referans verircesine şehri, süryaniler süryanice kale ya da kaleler anlamına gelen merdin, merdi, merdo, mirdo, merde, marda, mardin; bizanslılar maride, mardia; ermeniler merdin; araplar maridin; osmanlılar ise mardin olarak adlandırmıştır.


      GİRESUN
      Giresun ismi şehrin eski adı olan kerasus kelimesine dayanmaktadır.ismin kaynağı hakkında iki rivayet vardır. bu rivayetlerden birincisi giresun'da bol miktarda yetişen kiraz(kerasus)dan geldiği, ikincisi de şehrin oturduğu yarımadanın denize doğru bir boynuz gibi uzaması sebebiyle eski yunanca''da boynuz anlamına gelen kerastan''dan üretildiğidir. şehir türk hakimiyeti döneminde bugünkü söylenilişiyle anılmaya başlanılmıştır.


      KAYSERİ
      eski adı sezariye'ın yunancasının okunuşudur. yani caesaria. sezar hayattayken onun adına dünyanın çeşitli yörelerinde 12 farklı sezariye yani 12 farklı kayseri kurulmuştur. zamanla bilinen caesaria bu şekilde dönüşerek son şeklini almıştır


      GAZİANTEP
      şehir, cumhuriyet öncesi yıllara kadar ayıntap ( ayıntab ) adıyla anıla gelmiştir. bu adın benzerine ilk kez haçlı seferlerine ilişkin kroniklerde rastlanmaktadır. urfalı mateos ve papaz griro’nun, 1124 – 1155 yılları arasındaki seferlerde, arapların ayıntab adını verdikleri şehirden hantap ( hamptan ) diye söz ettiği anlatılmaktadır. arapça “ parlak pınar ” anlamına gelen ayıntab, ermeni kaynaklarında anthapt olarak geçer. gaziantepli tarihçi bedrüddin ayni’nin ifadesiyle antep’in eski adı “kala-i füsus”dur. kala-i füsus “yüzük kalesi” demektir. bedrüddin ayni’ye izafe edilen rivayete göre buranın kötü bir hakimi varmış. birçok uygunsuz işler yaptıktan sonra ettiklerine pişman olmuş ve tövbe etmiştir. adı ayni olduğundan, halk “ayni tövbe etti” demiştir. bundan ötürü şehrin adı “ayni tövbe” aynitap olarak kalmıştır.

      bir diğer rivayette ise; ayıntap adını, suyunun güzelliğinden ve bolluğundan dolayı aldığı söylenmektedir. zira, “ayın”; pınar, kaynak, suyun gözü anlamına gelmektedir. dolayısıyla “tab”; güzel pınar ve güzel kaynak manasını ifade etmektedir. yine ayrıca “ayıntap” adındaki, “tab” ; güç ve takat anlamına gelmektedir. şehre suyunun bolluğundan dolayı da bu ismin verildiği söylenmektedir.

      islam egemenliği sonrasında ayıntab adı giderek ayıntap’a dönüşmüştür. fransız kuvvetlerine karşı şehrin, savunmasını bu uğurda verdiği 6317 şehide rağmen yılmadan, cesaretle sürdürmesi ve eşsiz bir direniş göstermesi nedeniyle 6 şubat 1921 tarihinde t.b.m.m. tarafından “gazilik” unvanına layık görüldüğünden “gaziayıntab” olmuştur. 1928 yılında ise, şehrin adı gaziantep olarak değiştirilmiştir.


      EDİRNE
      Edirne, roma imparatoru hadrianus tarafından m.s. 120’de yeniden îmâr edildiği için, “hadrianapolis” yani "hadriana kenti" ismi verilmiştir. doğu roma (bizans) zamanında “adrinople’” olarak anılmış, türkler edirne’yi fethedince, ilk önce “edrine” demişler, sonradan bu kelime halk arasında “edirne” olmuştur


      ÇANAKKALE
      bugünkü Çanakkale ismi anadolu yakasındaki çimenlik kalesi’nden geliyor. çanak–çömlek işi çok ileri seviyeye ulaştığı için bu bölgeye 17. yüzyılda çanakkale denmeye başlamış.


      YOZGAT
      bir rivayete göre, yozgat saray köyü'nden (bugün itibariyle kasaba) itibaren aşağıdan yukarıya doğru kat kat yükselmektedir. bu kat kat yükselişindin ve rakımının yüksekliğinden dolayı önceleri "yüz kat" denmiş, zamanla bu isim söylene söylene "yozgat" halini almıştır.

      diğer bir rivayete göre; aşiret reisi ömer cabbar ağa'nın yüzü çopurdu. bu yüzden kendisine çopur veya çapar koca derlerdi. söylentiye göre cabbar ağa, sürülerini bir yaz günü yaylakta otlatırken karşısına hızır (as) çıkıyor ve davar sahibi cabbar ağa'dan içmek için süt istiyor. güler yüzlü ömer ağa hemen misafirine ikramda kusur etmeyerek, gönül hoşluğu ile sütü ikram eder. hızır (as) sütü içtikten sonra çok memnun kalır ve cabbar ağa'ya "çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı yoz-kat olsun" diyor. bu sözü söyleyerek kayboluyor. temeli böyle olan yoz-kat söylene söylene yozgat halini alıyor.

      ismin kaynağı hakkında her ne kadar tatmin edici bir bilgi yoksa da uzun yıllar bu havalinin böyle anıldığı bilinmektedir..birinci büyük millet meclisinde kütahya mebusu cemil bey tarafından verilen bir takrir ile yozgat ismi bozok olarak değiştirilmiş, bilahare 23 haziran 1927tarihinde bozok mebusu süleyman sırrı (içöz) bey ve arkadaşlarının verdiği bir takrirle bozok ismi tekrar yozgat olarak değiştirilmiştir.


      AYDIN
      selçuklu beylerinden menteş bey, tarihi "tralles" şehrini ele geçirerek "güzelhisar" ismini vermişti. daha sonra burası aydınoğulları adlı beyliğinin eline geçti. aydınoğlu mehmed bey bu şehri çok güzel imar ettiği için "aydın'ın güzelhisar'ı" denmeye başlandı. zamanla yalnız "aydın" ismi kullanıldı.


      BİLECİK
      eski zamanlarda erenlerden bir grup göç etmişler bileciğe şehir kurmak için kazmayla kürekle her gün çalışıolarmış ama sabah uyandıklarında kazmayı küreği başka yerde , kazdıkları toprağı da örtülü buluyorlarmış bu bi kaç zaman dewam ettikten sonra bunda bir hikmetin olduğuna karar veren erenler kazmanın küreğin taşındığı yeri kazmaya karar werip BİLEYDİK şehri buraya kurardık demişler ve şehir bugünkü bileciğin olduğu yerde kurulmaya başlanmış bu hikaya anlatıla anlatılan da BİLEYDİK kelimesi dilden diel geçerken BİLECİK halini almış.

        Similar topics

        -

        Forum Saati Salı 07 Mayıs 2024, 3:25 am