HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

hunlar FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

hunlar FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU


    hunlar

    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    hunlar Empty hunlar

    Mesaj tarafından reco_54 Perş. 20 Mart 2008, 2:37 pm

    Orta Asya'da ve Avrupa'da devlet kuran Türk boyudur. Osmanlı hanedanı dışında Türklerin başında hüküm süren en uzun ömürlü ve en önemli hanedan Hunlardır. Onları dört önemli topluluk olarak ele alabiliriz.

    Orta Asya Hunları, ilk büyük Hun hakanlığıdır (M.Ö. 220-M.S. 216). ilk büyük hükümdarları Teoman Yabgu'dur. Oğlu Mete (Oğuz Han da denir), M.Ö. 209'da Teoman'ın yerine tahta geçti. 35 yıl hükümdarlık etti. Bütün Türk, Moğol, Tonguz, Altay Türklerini buyruğu altında topladı. Devletinin sınırları Büyük Okyanus'tan Hazar Denizi'ne, Tibet ve Keşmir'den Kuzey Sibirya'ya uzanıyordu.

    Volga Hunları, M.S. 48'de devlet ikiye bölündü, sonra da göçler sonucu dağıldı. Çeşitli Türk boylarının birbiri üzerine yaptığı baskılarla zayıflayan önemli Hun boyları batıya göç etmeğe başladılar. Bunların bir bölüğü Volga ile Ural ırmakları arasında bir devlet kurdu (M.S. 374). Hakanları Balamir Han'dı. Avrupa Hun Devleti, M.S. 425'te kuruldu. 454'e kadar yaşayan bu devletin en büyük hükümdarı Attilâ idi. 9 yıl süren saltanatı sırasında 4 milyon km2'lik bir toprak üzerinde dünyanın en büyük imparatorluğunu meydana getirdi.

    Hindistan Hunları (Akhunlar), ise Moğollarla karışarak güneye inen ve orada VII. imparatorluk hanedanını kuran Hunlardır. 3,5 milyon km2'lik bir bölgede 71 yıl Hindistan'a egemen olduktan sonra dağıldılar.

    Attilâ ve Azizler

    Attilâ iktidarından ve Hun gücünden korkan Hıristiyan inancına göre Attilâ'nın atının bastığı yerde ot bilmezmiş. Attilâ'nın Avrupa'ya saldığı korku yüzünden, kilise ona direnme cesaretini gösterenleri azizliğe yükseltti: Paris'i kurtaran Azize Genevieve; Romalıları yardıma çağıran Orieans piskoposu Aziz Aignan, Roma'ya ilişmemesi için Attilâ ile pazarlığa girişen papa Leo I bunlar arasındadır.

    Hun uygarlığı

    Ordu örgütlemeyi, savaşmayı, at yetiştirmeyi çok iyi bilen Hunlar, büyük bir uygarlığa sahipti. Tahta evlerde oturur, deriyi işler, dokuma yapar, şiir ve edebiyatla uğraşırlardı. Avrupa'ya Asya uygarlığının önemli öğelerini ve özelliklerini onlar götürdüler.

    hunlar Hunlar

    Hunların önünde dize gelen Avrupa, Attilâ'yı ve yiğit savaşçılarını vahşiler olarak görmek ve göstermek istemiştir. Ünlü ressam Raffaello'nun bu tablosunda, Roma kapılarında Attilâ ile papa Leo I'in karşılaşmaları da, eli sopalı melekler ilâvesiyle ve aynı anlayışla canlandırılıyor. Vatikan Müzesi, Roma.
    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    hunlar Empty Geri: hunlar

    Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 6:17 pm

    Hun Adı


    Orhun-Selenga ırmakları ile, Türkler’in kutlu ülke saydıkları Ötüken havalisi merkez olmak üzere güneyde Huang-ho nehri dirseğine kadar genişleyen Hun siyasî birliğinin kesin tarihini M.Ö. IV. asırdan itibaren takip etmek mümkün olmaktadır.

    Hunlar’la ilgili ilk tarihi vesika olarak bir anlaşma zikredilmiştir ki, bu da M.Ö. 318 tarihlidir. Bu belge zikredililirse iyi olur. Hunlar daha sonra Çin topraklarında baskıyı artırdılar. Mahallî hanedanlar, uzun müdafaa savaşları sırasında Hun süvarilerinden korunmak maksadı ile, yerleşim sahalarını ve askerî yığınak yerlerini surlarla çevirmeğe başladılar. Çin hanedanından Si-huang-ti (M.Ö. 259-210) Hun taarruzlarına karşı kuzey sınırlarını tamamen buruşmak için, surların iç kısımlarını yıktırırarak elde ettikleri malzeme ile dış surları birbirine bağlamak ve boş yerleri tamamlamak sureti ile meşhur “Çin Seddi”ni meydana getirdi (M.Ö. 214). Böylece Çinliler’le Türk akınlarına karşı en tesirli tedbiri aldıklarına kanaat getirdikleri bir sırada iki mühim hadise vukua geldi. Bunlardan birincisi Çin’de uzun müddet dirayetli imparatorlar yetiştiren Han sülalesi (M.Ö. 202-M.S.220)’nin kurulması, ikincisi, Hun Devletinin başına da Mete Han’ın (M.Ö. 209-174) geçmesidir.
    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    hunlar Empty Geri: hunlar

    Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 6:19 pm

    Hun imparatoru (400-453).

    Amcası Küba'nın ölümünden sonra, Doğu Hun İmparatorluğu'nun yönetimini ele aldı (434). Batıda hüküm süren ağabeyi Bleda'yı 445'te öldürerek imparatorluğun tek hâkimi oldu. Sahip olduğu geniş topraklarla yetinmedi. Hükümdarlığı süresince Bizans'ı ve Batı Roma İmparatorluğu'-nu ele geçirmeğe çalıştı. Bunun için de sürekli bir anlaşmazlığı körükledi. Bizans'ı vergi ödemek zorunda bıraktı; Batı Roma'da hak iddia ederek toprak istedi, istekleri yerine getirilmedikçe de saldırdı.

    Üstün savaş gücü sayesinde Roma ve Bizans'a korkulu günler yaşattı. 450'de Roma ordusuyla birleşen Gotlar karşısında çarpışarak Roma'ya kadar ilerledi. Batı Got Krallığı'nın sınırlarını zorladı, Catalaunum Ovası'nda yapılan kanlı çarpışmalarda her iki taraf da kayıp vermişti ama, Attilâ 452'de İtalya'ya ikinci bir saldırı yapmaktan vazgeçmedi. Milano'yu aldı. Roma'ya doğru ilerledi. Fakat açlık ve salgın hastalık yüzünden ordusunun kırılması onu papa Leo'nun teklifini kabul etmek zorunda bıraktı. Üçüncü bir saldırıya geçemeden de öldü.



    Attilâ bir diktatördü, çevresinde âdeta dini bir korku uyandırırdı, ama adalete saygılı ve iyiliksever bir yöneticiydi. Gururluydu, pek az gülerdi. Hurafelere inanır, durmadan falcılara danışırdı. Roma'yı ele geçirmekten vazgeçmesine de boş inançlara bağlılığı sebep oldu.
    20. Yüzyıl Tarihi ******'ün Gizemi Dinler Tarihi Efes (Ephesos) Frigya Uygarlığı Genel İlginç olaylar İlginç Yaşam Öyküleri Medeniyetler Tarihi Osmanlı Tarihi Suikastler Tarihi Tarihe Geçen Kadınlar Tarihi Eserler Tarihi Gizemler Tarihteki İlginç Olaylar Türkiye Tarihi Ülkeler Tarihi İletişim Anasayfa
    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    hunlar Empty Geri: hunlar

    Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 6:20 pm

    Ortadoğu Hunları: Ak-Hunlar


    Hunlar’ın büyük kısmı Volga’dan batıya geçerken, onlardan, güneye, İran’a inen bir bölük olduğu ileri sürülen Ak Hunlar, 5. asrın ortalarına doğru kuvvetlenerek büyük devlet haline gelmişlerdir. Maalesef Hun tarihinin bu noktası iyice açıklığa kavuşmuş değildir. Hâkimiyetini Hazar kıyılarından Kuzey Hindistan’a, Afganistan’a, İç Asya’ya kadar genişleten bu kavim veya kavimlerin adının çeşitli vesikalarda başka başka şekilde kaydedilmiş olması durumu daha da karıştırmaktadır. Bu kavmin Hunlarla akrabalıklarının açıklığı, 520 sıralarında Çinli seyyah Song-yun’un kayıtlarından anlaşılıyor. 5. Asrın ilk yarısında Sâsânîler’le çarpışan Ak-hun hükümdarına “hâkan” (Kağan) deniyordu. II. Yazdgird zamanında (438-457), İran üzerine baskılarını artırdıkları yıllarda Ak-Hunlar’ın başında en büyük hükümdarı sayılan Kunhas (başka okuyuşlar: Kuhanaz, Huşnavaz, Ahşunvar, Aksungur. Kün-han vb.) İran iç işlerine karışarak himayesine aldığı Firuz’u Sâsânî tahtına çıkarmış (459), hâkimiyetini Afganistan’a doğru genişleterek Kuzey Hindistan’a dönmüş ve orada Gupta devletini dağıtmıştı (470’e doğru).



    Ak-Hunlar'ın en büyük iki kabilesi Uar ve Hun kabileleri idi. Yönetimine daha çok bu kabileler hakim oluyordu.

    Uar-Hun'lar, İran üzerine baskılarını arttırmış ve 358 yılında Sasanîler ile bir anlaşma yapmışlardı. Bu barış dönemi uzun bir süre, neredeyse üç kuşak boyunca devam etti. Fakat Sasanî hükümdarlığına Behram Gor gelince, Ak-Hunlar tekrâr saldırıya geçtiler ve Sasanî Devleti'ni tekrar sarsmaya başladılar (427 ve sonrası). Daha sonra Ak-Hunlar'ın başına Kunhas (Kün Han), Sasanîlerin (İran'ın) tahtına da II. Yazgird geçti. Kunhas İran'ın iç işlerine karışmaya ve isteklerini kabul ettirmeye başladı. Himayesine aldığı Sasanî veliahtı Firuz'u İran tahtına çıkardı.

    Sasanî tahtına oturan Firuz, Ak-Hun Devleti'ne vergi veriyor.Ceyhun üzerindeki Tirmiz ile Vasgirt bölgelerini Ak-Hunlar'a terk etmiş bulunuyordu. Ayrıca, güzel kızını da Türk hakanına vermeyi vaad etmişti.

    Kunhas söz kesilen prensesin gönderilmesini istediği zaman Firuz hileye başvurdu. Güzel bir cariyeyi kendi kızı imiş gibi Kunhas'a gelin gönderdi.Fakat cariye gerçeğin anlaşılacağını sezdiği için hileyi açıkladı. Bunun üzerine Kunhas, Firuz'un sözde yardım için gönderdiği en ünlü kumandanlarını öldürttü.

    Sasanî hükümdarı Firuz, öldürülen kumandanlarının intikamını almak ve Ak-Hun baskısından tamamen kurtulmak için bir sefer düzenledi. Kunhas da gerekli tedbiri almıştı. Sasanî ordusunu dar geçitli dağlık bir bölgeye düşürdü. Turan taktiğini uygulayarak, ordusunu, tedbîr almadan ilerleyen Sasanîlerin önünden çekti. Bunu kaçış zanneden Sasanî ordusu hızla geçide girdi. Fakat geçidin arkasını tutan Kunhas'ın birlikleri geriden ansızın saldırıya geçince, çekilir gibi görünen asıl kuvvetler de dönüp geçidin ağzını tuttular. Sasanî ordusu her taraftan sarılmış, pusuya düşürülmüştü. Firuz, ağır vergi şartlarını kabul edeceğini söyleyerek barış istedi. Kunhas ona şu cevabı verdi : "Gelirsin, askerin de görebileceği bir yerde ayaklarıma kapanarak özür dilersin, ancak o zaman çemberi kaldırırım !"

    Bu, kabul edilir bir şart değildi. Ama Firuz kabul etti.Kunhas'ın ayaklarına kapanıp özür diledi. İki tarafın askerleri bu manzarayı ibretle seyretti.

    Böylece, savaş olmadan ordular çekilmişti. Firuz gururunu yitirmiş, ama ordusunu kurtarmıştı. İntikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu. Onun için çok geçmeden tekrâr savaş açtı. Bu defa dar geçitlere girmeyecek, aynı hatayı yapmayacaktı. Ama, Kunhas da aynı taktiği uygulayacak değildi. Savaşı düzlükte yapacaktı. Sasanî ordusunu çekebileceği düzlükte keşifler yaptırdı. Tespit edilen yerde süratli bir çalışma ile derin çukurlar kazdırdı. Sonra bu çukurların üzerini belli olmayacak şekilde kapattı. Arada zikzaklı dar geçitler bırakmıştı ve bu geçidi kendi askerleri çok iyi biliyorlardı.

    Kunhas, düşman saldırıya geçince az bir direniş gösterdi. Sonra, yenilgiyi kabul etmişcesine, askerlerini, bildikleri geçitlerden geri çekti. Bunu gören Firuz ordusunu ileri sürdü ve kazılan çukurlara gelip saplandı.

    Sasanî askerinden ölenler çoktu. Firuz da hayatını kurtaramamıştı. Sasanîler Kunhas'ın ileri sürdüğü ağır şartları kabul edince barış anlaşması yapıldı. İki ülke arasında bir süre barış devam etti.
    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    hunlar Empty Geri: hunlar

    Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 6:23 pm

    Hun hakimiyetinin Avrupa’daki Tesirleri



    a- “Kavimler göçü” yolu ile etnik, (Avrupa ahalisinin birbirine karışması, bugünkü durumun temelleri)

    b- Savaşlar veya dostça münasebetler yolu ili edebi, (Nibelungen destanı, efsaneler vs.). Attila, Etzel adı altında “iyi bir kral” sıfatıyla Alman halk edebiyatının şahaserlerinden biri ve en eskisi olan “Nibulungenlied”e girmiştir.

    c- Bozkır sanatı yolu ile estetik,

    d- Batı Roma imparatorluğunun yıkılması ve büyük istila hareketlerinin başlaması üzerine siyasi, (Atillâ’nın kurduğu hakanlık sayesinde, Doğu ve Orta Avrupa’nın muhtelif ırk ve cinsten olan kavimleri hâkim Türk-Hun unsurunun kuvvetli ve askerî teşkilâtı altında bir arada yaşamak ve faaliyette bulunmak imkânını bulmuşlardır.)

    e- Köylünün ve güçsüzün korunmasına yönelik “şövalyelik” hayatının ve Roma imparatorluk kavramına karşı milli duyguların yaratıcısı olarak sosyal.

    f- Avrupa ordularının Türk sistemine göre ıslahı hareketleri dolayısıyla askeri bakımlardan Türk kültür tesirleri Batı’da bütün ortaçağ boyunca devam etmiştir.

    Romalılar 5. yüzyıldan itibaren askerî güçlerini Türk ordusundaki gibi düzenlemeye ve Hun ordusundaki 10'lu sistemi benimsemeye başladılar. Keten gömlek giymesini de ilk defa Türkler'de gördüler ve taklid ettiler. Ceket, pantolan giymeyi ve masada yemek yemeyi de yine Türkler'den öğrendiler. Hazar Prensesi Çiçek, Bizans sarayına gelin gittiği zaman giydiği Türk tipi "kağan hatun elbisesi" de Bizans'ta moda olmuş ve oradan Avrupa'ya yayılmıştı.

    Attila'nın sarayında, egemenliği altında bulunan ülkelerin temsilcileri, yabancı görevliler az değildi. Bu yüzden Got ve Latin dilleri de Türkçe kadar yaygındı. Fakat Türkler hem dillerini, hem geleneklerini hiç bozmadan korumuşlardı. Zaten siyasî iktidar sona erince yalnız Türkçe konuşuldu ve Türk çevresine dönüldü.

    Batı Hunları altın ve gümüş işçiliğinde ileri idiler. Hunlar'ın uzun zaman yerleşik hayat yaşadıkları Macaristan'da yapılan kazılarda birçok keramik ve altın eşya çıkarılmıştır.Hun kurganlarında silâh ve at koşumlarından başka, altın kazan, gümüş kemer ve kaşık altın taç vb. bulunmuştur.
    reco_54
    reco_54
    Ödüllü Üye
    Ödüllü Üye


    Kayıt tarihi : 12/03/08
    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1666
    Burç Sembolü : Terazi / 24 Eylül - 23 Ekim
    Yaş : 53
    Mesleği : Otomativ
    Medeni Durumu : Evli
    Çocuk Sayısı : 1
    Eğitim Durumu : Lise
    Yaşadığı Şehir / Ülke : Bursa
    Resim Resim : ---
    Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
    Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler :
    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
    Site Puanı Site Puanı : 583
    Rep Puanı Rep Puanı : 81

    hunlar Empty Geri: hunlar

    Mesaj tarafından reco_54 Çarş. 26 Mart 2008, 6:24 pm

    Attila Sonrası Dönem ve Devletin Çöküşü


    Attila’nın ölümünden sonra, hatunu Arıkan’dan üç oğlu: sırasıyla İlek, Dengizik, İrnek babalarının yerini tutamadılar. İmparator olan İlek ayaklanan Germen kavimleri ile yaptığı Netao (Avusturya’da) savaşında hayatını kaybetti (454). Çok cesur, fakat siyasi zekadan mahrum Dengizik, imparatorluk birliğini yeniden kurmak için neticesiz mücadeleler içinde çırpına çırpına nihayet bir Bizanslının kılıcı ile can verdi (469). İrnek ise bu savaşlara katılmamış, kardeşlerinin ölümünden sonra, artık orta Avrupa’da tutunmanın zorluğunu anlayarak, savaşlarda yorgun düşen Hunlar’ın büyük kısmı ile, Bizans’tan geçiş müsaadesi alarak Karadeniz’in batı kıyılarına dönmüştür.

    İrnek idaresindeki Hunlar’ın, önce güney Rusya düzlüklerinde görülen, sonra Balkanlarda ve Orta Avrupa’da birer devlet kuran Bulgarlar ve Macarlar’ın teşekkülünde büyük rol oynadığı anlaşılmaktadır. Geleneklere göre, Bulgar-Türk Devletinin kurucusu Dulo sülalesi ile, Macar kabilelerini Tuna boyuna getirerek orada yerleştiren Arpad hanedanı İrnek’i ata tanımaktadırlar. IV. asırda Hunlar’a Volga’dan batıya doğru rehberlik eden geyik motifli “sihirli geyik” efsanesinde Hunlar’la Macarlar (Hunor-Mogor) kardeş gösterilmiştir. Nihayet Macaristan’da yaşamış olan Sekeller’in Hunlar’ın çocukları olduğu zannını uyandıran bir Başbuğ Çaba efsanesi vardır.

      Forum Saati Ptsi 06 Mayıs 2024, 8:41 pm