Dünya ile ilgili tüm bilgiler bize duyularımız yolu ile ulaşır. Örneğin bir çocuğun portakalı tanıyabilmek için bu portakal görüntüsünü, "portakal" sözcüğü ile ve elinde tuttugu portakalın yarattığı dokunsal his ve burnuna gelen portakal kokusu ve tadı ile eşleştirebilmesi gerekmektedir. Ancak otistik çocukların bu farklı duyulardan gelen bilgileri gerektiği gibi entegre etmekte güçlük çektiği, dolayısıyla öğrenme problemleri yaşadıgı düşünülmektedir. Tüm bu kapasiteler insanda biliçdışı oluşmaktadır. Bunun yanı sıra, yine bilinçdışı şekilde sinir sistemize sürekli olarak kaslarımızdan bilgiler akmaktadır. Bu algılar ile basınç, hareket, vücut pozisyonu ve yerçekimi kuvvetidir. Bu da vücudumuzu algılayışımızı, uzay içindeki duruşunu, vücudumuzun aldığı pozisyonları ve başka objelerle ilişkisini degerlendirmemizi saglar. Tüm bu algıların normal olarak işlemesi, bizim makasla kesme işi yaparken veya saçımızı tararken her hareketimizi tek tek düşünmek zorunda kalmadan yapmamızı saglar. 1960'ların başında, Dr. Jean Ayres bazı çocuklarda, duyular yolu ile gelen bilgilerin sinir sistemi tarafından değerlendirilmesinde problem yaşandığı teorisini ortaya atmıştır. Duyu Entegrasyonu bozukluğu yaşayan çocukların belirtileri sıralandığında, bunların otistik çocuklarda da görüldüğü bu nedenle bu bozukluğun otistik çocuklarda da bulundugu fikri desteklenmektedir. (Ayres,. A. J. 1979)Bu belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
Dokunma, hareket, ses ve görüntüye aşırı duyarlılık: Katı gıda yeme problemi, bazı seslerde kulak tıkama, genelde çocukların hoşuna giden havaya atılma gibi fiziksel oyunlardan korkma bu alanla ilgili ve aynı zamanda otistik çocuklarda görülebilen davranışlardır.
Duyusal uyaranlara karşı duyarsızlık: Yukarıdaki örneklerin aksine bazı çocukların acı, ısı gibi şiddetli uyaranlara duyarsız kalması gibi durumlar buna örnek olarak verilebilir. Bazı çocuklar bu iki uç durum arasında gidip gelebilirler.
Aktivite seviyesinin normalden çok daha az ya da fazla olması: Otistik çocukların bazılarında görülen sürekli bir yorgunluk, zor harekete geçebilme hali ile diger uçta sürekli hareket halinde olup bir türlü oturtulamayan çocuklar örnek olabilir.
Koordinasyon problemleri: Genelde otistik çocuklar çok iyi bir dengeye sahip olabildikleri halde basit bir işi örneğin makas ile kesmeyi öğrenmekte güçlük çekebilirler.
Konuşma, lisan, motor becerilerinde gecikme ve akademik başarıda zayıflık: Erken çocukluk döneminde konuşma problemi, okul yıllarında da öğrenme ve okul problemleri en sık rastlanılan durumlardır.
Davranışlarını organize etmekte güçlük çekme: Bazı otistik çocuklar genellikle yıkıcı ve dürtüsel davranışlara sahip olabilir. Belli işi yaparken plan kurmakta, yeni bir duruma uyum saglamakta güçlük çeker.
Bu belirtilerin ve otistik davranışların denk düşmesi sebebi ile duyu entegrasyonu tedavisi çok geniş uygulama alanına sahiptir. Amerika'da özel eğitim okullarında meşguliyet terapistleri ve fizyoterapistler tarafından uygulanmaktadır. Başarılı tedavinin, çocuğun duyular ile aldıgı bilgileri etkin şekilde entegre etme yetenegini arttıracağı, dolayısı ile motor koordinasyonunda iyileşmeler, lisanda gelişme, duyusal uyaranlara yetersiz veya aşırı tepki vermenin ortadan kalkması gibi durumlar sağlayacağı düşünülmektedir.
Sos Otizm Kitabından,
İnci Vural (Klinik Psikolog, Pedagog)