Dede Korkut destanlarında kadın; hatun, kız, gelin, ana, kız kardeş, görklü, yad kızı helâl, yenge, daya, avrat, karıcuk, nişanlı kız, ağ pürçekli karı gibi kelimelerle tavsif edilmektedir . Bu kelimeler bazen ad bazen sıfat yerine kullanılmıştır. Yalnız avrat kelimesi metin içinde üç yerde kadın (dişi) manasında ve biraz da olumsuz kullanılmıştır...
Dede Korkut destanında Burla Hatun, Banu Çiçek, Selcen Hatun ve Dirse Han’ın Hatunu kadın kahramanların başında gelmektedir. Bu kadınların dış görünüşleriyle ilgili olarak destanda fazla bilgi yoktur. Ancak Dirse Han ve Kanturalı’nın bir söyleşi sırasında eşlerine karşı hitaplarından bazı bilgiler edinmekteyiz.
Dirse Han, eşine şu şekilde hitap eder:
Berü gelgil başum bahtı ivüm tahtı
İvden çıkup yorıyanda selvi boylum
Topuğında sarmaşanda kara saçlum
Kurılu yaya benzer çatma kaşlum
Koşa badem sığmayan tar ağızlum
Güz almasına benzer al yanaklum
Bu seslenişten Dirse Han’ın eşinin uzun boylu, topuklarına kadar uzun siyah saçlı, çatma kaşlı, dar ağızlı ve al yanaklı bir kadın olduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda han kızı olan bu hatunun gözleri karadır: “Kara kıyma gözleri kan yaş toldı..
Kazan’ın eşi Burla Hatun da, “Boyı uzun beli ince Burla Hatun, güz elması gibi yanaklı, kargı gibi kara saçlı ve han kızı olarak tasvir edilmektedir. Kıyafeti ile ilgili olarak ise Kazan Han’ı karşılarken “samur cübbesini eğnine aldı şeklinde bir bilgi vardır.
Kanturalı’nın eşi Selcen Hatun ise “güzeller serveri, sarı tonlu Selcen Hatun” olarak tasvir edilmektedir. Kanturalı’nın eşine seslenişinde onun, bazı fizikî özellikleri görülmektedir:
Yalab yalab yalabıyan ince tonlum
Yir basmayup yorıyan selvi boylum
Kar üzerine kan tammış gibi kızıl yanaklum
Koşa badem sığmayan tar ağızlum
Kalemçiler çalduğı kara kaşlum
Kurumsı kırk tutam kara saçlum
Aslan uruğu sultan kızı....
Bu hanımların en dikkat çekici özelliği hemen hemen hepsinin han kızı, sultan kızı, beğ kızı oluşlarıdır. Hatta bu üstün vasıflı beğ kızı hatunların yanındaki kırk ince belli kız da beğ kızlarıdır.
Destan üslûbu içinde belli özellikleriyle dile getirilen bu kadınlar, toplum içinde aile reisi, Türk evinin direği, erkeğin vefalı arkadaşı, en mühimi de mukaddes Türk çocuklarının anneleridir . İster eş, ister anne, ister kardeş olarak bu kadınlar, birer kahraman ve kahraman yardımcısı olarak görülmektedirler. Dışa dönük aktif bir hayat süren Oğuzlarda yiğitlik, galebe çalma ve hakim olma duyguları “Alp tipinin” önde gelen hususiyetlerindendir
Atlı-Bozkır medeniyetinin en yüksek sosyal değeri olan kahramanlık; kendini insan kuvveti ve savaşçılık mahareti olarak gösterir. Dede Korkut Destanlarında kahramanlık, sosyal hayatta erkekle her yönden ortak hayat süren kadınlar için de yüksek kıymet arz eder. Dolayısıyla en yüksek kıymet olan kahramanlık vasıfları, kadın için de söz konusudur. Bunun neticesi olarak Türk erkeği, kahramanlık vasfını kadında da arar.
Dede Korkut destanında Burla Hatun, Banu Çiçek, Selcen Hatun ve Dirse Han’ın Hatunu kadın kahramanların başında gelmektedir. Bu kadınların dış görünüşleriyle ilgili olarak destanda fazla bilgi yoktur. Ancak Dirse Han ve Kanturalı’nın bir söyleşi sırasında eşlerine karşı hitaplarından bazı bilgiler edinmekteyiz.
Dirse Han, eşine şu şekilde hitap eder:
Berü gelgil başum bahtı ivüm tahtı
İvden çıkup yorıyanda selvi boylum
Topuğında sarmaşanda kara saçlum
Kurılu yaya benzer çatma kaşlum
Koşa badem sığmayan tar ağızlum
Güz almasına benzer al yanaklum
Bu seslenişten Dirse Han’ın eşinin uzun boylu, topuklarına kadar uzun siyah saçlı, çatma kaşlı, dar ağızlı ve al yanaklı bir kadın olduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda han kızı olan bu hatunun gözleri karadır: “Kara kıyma gözleri kan yaş toldı..
Kazan’ın eşi Burla Hatun da, “Boyı uzun beli ince Burla Hatun, güz elması gibi yanaklı, kargı gibi kara saçlı ve han kızı olarak tasvir edilmektedir. Kıyafeti ile ilgili olarak ise Kazan Han’ı karşılarken “samur cübbesini eğnine aldı şeklinde bir bilgi vardır.
Kanturalı’nın eşi Selcen Hatun ise “güzeller serveri, sarı tonlu Selcen Hatun” olarak tasvir edilmektedir. Kanturalı’nın eşine seslenişinde onun, bazı fizikî özellikleri görülmektedir:
Yalab yalab yalabıyan ince tonlum
Yir basmayup yorıyan selvi boylum
Kar üzerine kan tammış gibi kızıl yanaklum
Koşa badem sığmayan tar ağızlum
Kalemçiler çalduğı kara kaşlum
Kurumsı kırk tutam kara saçlum
Aslan uruğu sultan kızı....
Bu hanımların en dikkat çekici özelliği hemen hemen hepsinin han kızı, sultan kızı, beğ kızı oluşlarıdır. Hatta bu üstün vasıflı beğ kızı hatunların yanındaki kırk ince belli kız da beğ kızlarıdır.
Destan üslûbu içinde belli özellikleriyle dile getirilen bu kadınlar, toplum içinde aile reisi, Türk evinin direği, erkeğin vefalı arkadaşı, en mühimi de mukaddes Türk çocuklarının anneleridir . İster eş, ister anne, ister kardeş olarak bu kadınlar, birer kahraman ve kahraman yardımcısı olarak görülmektedirler. Dışa dönük aktif bir hayat süren Oğuzlarda yiğitlik, galebe çalma ve hakim olma duyguları “Alp tipinin” önde gelen hususiyetlerindendir
Atlı-Bozkır medeniyetinin en yüksek sosyal değeri olan kahramanlık; kendini insan kuvveti ve savaşçılık mahareti olarak gösterir. Dede Korkut Destanlarında kahramanlık, sosyal hayatta erkekle her yönden ortak hayat süren kadınlar için de yüksek kıymet arz eder. Dolayısıyla en yüksek kıymet olan kahramanlık vasıfları, kadın için de söz konusudur. Bunun neticesi olarak Türk erkeği, kahramanlık vasfını kadında da arar.