ANLAM ÇIKARMAKTA GÜÇLÜK ÇEKMEK VE SOMUT DÜŞÜNME
Bu çocukların olaylardan anlam çıkarmakla ilgili bir problemleri vardır. Çünkü olayları parça parça yaşıyor gibidirler. Yani bir olayı belli bir akışı olan bir film gibi değilde sanki birbirinden kopuk film kareleri gibi yaşamaktadırlar. Dolayısı ile olaylar arasında sebeb sonuç iliskisi kurmak ve bir anlam çıkarmakta çok güçlük çekerler. Örneğin, bir eşyayı çekince üstündekilerin devrileceğini tekrar tekrar tecrübe etmiş olsa bile bu olayları muhtemelen kopuk kopuk yaşamış olduğu için her seferinde aynı hatayı yapabilecektir. Bu nedenle sebeb sonuç ilişkisini kurabileceği şekildeki şartlanmalarla düzenlenmiş eğitim çalışmaları bu alanı geliştirmekte fayda sağlayacaktır.
Daha yüksek düzeyde zihinsel kapasitelere sahip çocukların da aynı parça parça algılamayı daha karmaşık alanlarda yaşadıklarını görebiliriz. Örneğin; çocuk üç farklı resim ile gösterilen bir hikayeyi belli bir mantık sırasına göre dizmekte güçlük çekebilir. Çocuğun eli pislemiş, yıkıyor, kuruluyor şeklindeki bir sıralamayı yapamayabilir. Çünkü bu çocuklar, düşüncelerle davranışlar arasında bağlantı kurmakta güçlük çekerler ve durumları en somut hali ile algılar ve anlarlar. Pek çok otistik çocuk konuşmayı öğrenir ve oldukça yüksek bir zihinsel bir kapasitede sergileyebilir. Ancak bu çocuklar bile soyutlama becerilerindeki zayıflıktan dolayı dili tüm anlamları ile kavrayamazlar. Örneğin, deyimler ile ifade edilmeye çalışılan soyut anlamı çıkaramayan bir çocuk „ Senin de, çenen çok düştü bu aralar“ gibi bir lafın ardından huzursuz ve endişeli bir şekilde yerde çenesini aramaya başlayabilmektedir.
Bu nedenle konuşma ile ilgili hayli aşama kaydetmiş bile olsa, pek çok otistik çocuk ile eğitim çalışmaları sırasında deyimlerle çalışmalar çok faydalı olmaktadır.
Kaynak: SOS Otizm kitabı
Bu çocukların olaylardan anlam çıkarmakla ilgili bir problemleri vardır. Çünkü olayları parça parça yaşıyor gibidirler. Yani bir olayı belli bir akışı olan bir film gibi değilde sanki birbirinden kopuk film kareleri gibi yaşamaktadırlar. Dolayısı ile olaylar arasında sebeb sonuç iliskisi kurmak ve bir anlam çıkarmakta çok güçlük çekerler. Örneğin, bir eşyayı çekince üstündekilerin devrileceğini tekrar tekrar tecrübe etmiş olsa bile bu olayları muhtemelen kopuk kopuk yaşamış olduğu için her seferinde aynı hatayı yapabilecektir. Bu nedenle sebeb sonuç ilişkisini kurabileceği şekildeki şartlanmalarla düzenlenmiş eğitim çalışmaları bu alanı geliştirmekte fayda sağlayacaktır.
Daha yüksek düzeyde zihinsel kapasitelere sahip çocukların da aynı parça parça algılamayı daha karmaşık alanlarda yaşadıklarını görebiliriz. Örneğin; çocuk üç farklı resim ile gösterilen bir hikayeyi belli bir mantık sırasına göre dizmekte güçlük çekebilir. Çocuğun eli pislemiş, yıkıyor, kuruluyor şeklindeki bir sıralamayı yapamayabilir. Çünkü bu çocuklar, düşüncelerle davranışlar arasında bağlantı kurmakta güçlük çekerler ve durumları en somut hali ile algılar ve anlarlar. Pek çok otistik çocuk konuşmayı öğrenir ve oldukça yüksek bir zihinsel bir kapasitede sergileyebilir. Ancak bu çocuklar bile soyutlama becerilerindeki zayıflıktan dolayı dili tüm anlamları ile kavrayamazlar. Örneğin, deyimler ile ifade edilmeye çalışılan soyut anlamı çıkaramayan bir çocuk „ Senin de, çenen çok düştü bu aralar“ gibi bir lafın ardından huzursuz ve endişeli bir şekilde yerde çenesini aramaya başlayabilmektedir.
Bu nedenle konuşma ile ilgili hayli aşama kaydetmiş bile olsa, pek çok otistik çocuk ile eğitim çalışmaları sırasında deyimlerle çalışmalar çok faydalı olmaktadır.
Kaynak: SOS Otizm kitabı