Otizmlilerin Konuşmaları nasıl gelişir?
Bazı otizmli çocuklar zamanında konuşur. Küçük bir otizmli çocukta papağan gibi tekrarlama (ekolali),
hiç konuşmayan birine göre daha iyi bir gelişimin habercisi olarak ele alınır.
Geç de olsa konuşmaya başlayan hastaların, bir konuşma başlatmamaları, bir olay anlatmamaları
veya karşılıklı konuşma yürütmemeleri otizmin tipik belirtilerindendir. Otizmlilerin konuşmayı belli bir amaca ve
iletişime yönelik olarak sürdürme zorlukları tipiktir, bu nedenle sohbet etmeleri olanaksız gibidir. Belli bir konu
üzerinde konuşmayı sürdüremezler.
Otizmliler, çoğunluğumuzun rahatça anlayabildiği mesajları, mimikleri, konuştukları kişinin yüz ifadesini,
vücut dilini ve konuşmanın duygusal ifadelerini, ses tonundaki değişmeleri kavramakta zorluk çekerler.
Bazı otizmlilerde konuşma hiç gelişmez, bu hastalara "mutist" denir; içinde bulundukları tabloya "mutizm" adı verilir
Öğrendikleri sözcükleri bir daha hiç söyleyemeyebilirler veya hiç konuşmazken birgün birden çok karmaşık
bir cümle söyleyebilirler.Konuşmalarında bazen geçici bazen kalıcı gerilemeler olur. Yeni kelimeler türetebilirler.
Bazen anlamsız ve özel anlamlı kelimelerle kendilerine özgü bir dil geliştirebilirler. Bütün bu özellikler
otizmli çocuğun, hastalığın ağırlığına ve içinde bulunduğu şartlara göre değişen yollarla kendini düzeltme,
bir iletişim yolu yaratma çabalarının sonucudur.
Konuşması gelişmeyen otizmli çocuk olur mu?
Tüm otizmli çocuklar işe yarar bir konusma dili geliştiremez. Tüm otizmlilerin yaklaşık yarısı 5 yaşına geldiklerinde
bile işe yarar bir dil geliştiremez. Mamafih pek çok otizmli ile işaret dili, resim tahtaları, bilgisayarlar ve benzeri
araçlarla iletişim sağlanmaktadır. Orta derecede zekası olan otizmliler 6-8 yaşları arasında cümlecikler kurabilir.
Hafif otizmliler ise 4-5 yaş civarında cümle kurarlar. Nadiren 10 yaş ve sonrası konuşanlarda vardır.
27 yıl hiç konuşmayıp daha sonra uzun cümleler yazarak iletişim kuran otizmli bir vaka bildirilmiştir.
Otizmli çocuklarda sık karşılaşılan ve günlük yaşamda sorun olabilen durumlar nelerdir?
Aşırı hareketlilik, saldırganlık, kendine zarar verici davranışlar, uygunsuz korkular, öfke nöbetleri, aşırı sinirlilik,
inatçılık, tekrarlayıcı hareketler, tikler, uyku ve yeme sorunları, cinsel taciz, mastürbasyon, yıkanma ve saç kesme
sorunları, eşya, kişi veya eylemlere yönelik takıntılar otizmlilerin başlıca meseleleridir.
Otizmlilerde tikler görülür mü?
Evet, ancak bazen tiklerin "stereotipi" adı verilen tekrarlayıcı hareketlerden ayrılması zor olur. Tikler genellikle
yüzde olur. Otizmliler bazen de devamlı omuz silkebilir, burnunu veya boğazını temizliyormuş gibi sesler çıkarabilir.
Tikler kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak da görülebilir.
Otizm ile Epilepsi arasındaki ilişki nedir?
Birçok otizmli de, epilepsi veya sara diye adlandırdığımız hastalığa özgü nöbetler görülür. Ancak bu nöbetler
çok değişik şekiller alabilir ve gözden kaçabilir. Örneğin anlık dalma nöbetlerini fark etmek zordur; çoğu zaman
bunlar ancak eğitimcinin dikkatini çeker. Gözden kaçabilen epilepsi nöbetleri otizmli çocuğun gelişimi ve
eğitimini engelleyebilir. Değişik bilimsel çalışmalarda, otizmlilerde epilepsi nöbetlerinin görülme sıklığı
konusunda değişik oranlar bildirilmiştir. Yaygın kanıya göre otizmlilerin %20-50'sinde (ortalama üçte biri) epilepsi
nöbeti görülür. En çok 0-3 yaş arası ve ergenlik çağında görülen bu nöbetlerin ilaçla tedavisi mümkündür.
Genel öğrenme sorunları
Her otizmli çocuk kendine özgü sorunlarıyla oldukça farklı bir hastalık tablosu sergilese de, otizmlilerin
bazı ortak öğrenme sorunlarından söz edilebilir. Örneğin bu çocukların becerileri bir alanda iyi, başka bir alanda
kötüdür, dengesizdir. Ayrıca, otizmli bir çocuk başarılı olduğu alanlarda da bazen kötü olabilir, kötü olduğu
alanlarda birden başarı gösterebilir. Otizmlilerin becerilerinde gün içinde bile farklılıklar görülebilir. Bu çocuklar
somut örnekleri daha iyi anlarlar; onlar için en kolay öğrenme yolu bilgilerin görsel olarak sunulmasıdır.
Bu çocuklarda bekleme sorunları ve iyi program yapılmadığında zamanı geçirme zorlukları vardır. Öğrendiklerini
genellemek için sürekli direktif gerekir. Davranışlarını ve yetilerini bazen uygunsuz şekilde genellerler. Otizmli
çocuklar doğal bir ilişkide ve kendi koşullarında uygun teke tek bir ortamda kolay öğrenirler. Motor yanıtları
başlatmada gecikme olabilir ve örneğin tahtayı silerken donup kalabilirler.
Otizmin beyinle ilişkisi nedir?
Otizmin, beynin pek çok bölgesiyle ilişkisi vardır. Son yıllarda en şaşırtıcı bulgulardan biri, daha önce sadece
denge ve benzeri durumlarla ilgili olduğu sanılan beyinciğin de otizm ile ilgili olduğu saptanmasıdır.
Bu durum, beyinciğin bazı dikkat işlevlerinde etkili olmasıyla açıklanmıştır. Otizm, dikkat, duygu, düşünce ve
konuşma gibi birçok zihinsel işlevi etkilediği için otizmde belli bir beyin bölgesinden çok bir şebekenin
bozulduğu düşünülmektedir. Bu şebekenin önemli parçalarının neler olduğu da araştırılmaktadır.
Şimdiye kadar beyincik dışında amgdala, hippokampus, bazı temporal lob kısımları, pariyetal lob, singulat girus
gibi değişik beyin yapılarında bozukluklar saptanmıştır.
Beyin araştırmaları nasıl yapılmaktadır?
Bu konuda yapılan araştırmalar otizmlilerin beyinlerinde ölüm ertesi yapılan patolojik incelemelere
dayanmaktadır, ancak bu konuda çok az çalışma yapılmıştır. Bu tip inceleme için gerekli beyin materyali
yeterli ölçüde sağlanamamaktadır. Az sayıda örnek üzerinde yapılan çalışmalarda otizmli çocukların
beyninin normal insanlara göre daha ağır olduğunu ortaya koymuştur. Bu da bazılarınca, normal bir süreç olan
"apoptoz" un otizmli çocukların beyninde gercekleşmemiş olması ile açıklanır. Apoptoz, küçük çocukların
beynindeki lüzumsuz hücrelerin ve bağlantıların zamanla ölmesidir ve normal, sağlıklı bir süreçtir. Bir anlamda
iş bittikten sonra mutfağın temizlenmesi gibidir. Otizmli çocuklarda bu fazlalıkların kalarak sorun oluşturdukları
ileri sürülmüştür.
Kaynak; DOÇ. DR. BARIŞ KORKMAZ ( YAĞMUR ÇOCUKLAR - Otizm Nedir? ) Kitabı