Otizm Yayılıyor mu?
Otistik çocukların beyniyle sağlıklı bir çocuğun beyni farklı iki bilgisayar işletim sistemine benzetiliyor. ABD'nin Northbrook kasabasında karlı bir kış gecesi; Craven'lerin evi... Yedi yaşındaki David ve beş yaşındaki Jason, bir taraftan 'Bebek Beethoven' filmini seyrederken, bir taraftan da babalarının oturduğu koltuğa tırmanmaya çalışıyor.
Ancak bu mutlu aile tablosu aldatıcı, çünkü David ve Jason otistik. David sadece 10 kelime biliyor, emzik emiyor, geceleri bezleniyor. Jason ise hâlâ biberonla besleniyor ve kimseyle konuşmuyor. Dana ve Barry Craven, oğullarına otistik teşhisi konulduğundan beri kapısını çalmadık doktor, denemedik yöntem bırakmadılar.
Çocukların zehirli maddelerle temasını azalmak için evdeki halıları kaldırıp parke döşediler, özel bir su arıtma sistemi kurdurdular. Müzik terapileri, yunuslarla yüzme gluten diyeti, ilaç tedavileri, yılda 75 bin dolar harcama... Hepsi nafile, çünkü bilim henüz otizm hastalığına çare bulamadı.
60 yıl önce keşfedildi
Newsweek dergisi, son sayısında otizmi işledi. 60 yıl önce keşfedilen bu beyin hastalığı tıp için hâlâ muamma. Özellikle son 20 yılda otistiklerin sayısında belirgin bir artış var, her 166 çocuktan biri otizm spektrum bozukluğu (Autism Spectrum Disorder-ASD) ile doğuyor. (Türkiye'de yaklaşık 100 bin otistik olduğu sanılıyor.)
Otizmde de erken teşhis çok önemli. Birçok çocuğa teşhis ancak iki yaşından sonra konabiliyor. Oysa bir yaşından önce tedavi görmeye başlayan çocuklarda belirtiler önemli ölçüde azaltılabiliyor. Bu yüzden doktorlar belirtileri en erken tespit etme peşinde.
Bir otistiğin beyniyle, sağlıklı bir insanın beyni, farklı iki bilgisayar işletim sistemi gibi ayrılıyor.
Örneğin, yüzleri tanımadan ve yüz ifadelerini algılamadan sorumlu beyin bölgesi, otistiklerde çok daha az çalışıyor. Uzmanlar, bilgisayar oyunlarıyla otistik çocukların bu alanda geliştirilebileceklerini umuyor.
Modern tıbbın çaresiz kaldığını düşünen aileler, alternatif tedavilere yöneliyor. Bilimsel bulgular aksini söylese de, yiyecek ve kullanılan araç gereçlerle vücuda giren metallerin otizmi tetiklediği yaygın bir inanış. Bu nedenle bazı otistik çocuklar, ciddi hastalıklara neden olabilecek, radikal diyetlere tabi tutuluyor.
"Daha geniş kapsamlı düşünmeliyiz" diyen ABD Otizm Ağı görevlisi Dr. Margaret Bauman örnek veriyor: "Sürekli ağlayıp olduğu yerde sallanan, otistik kızın boğazında ülser olduğu anlaşıldı. Aynı şekilde sürekli kafasını salayan otistik çocuğun, koliti tedavi edildiğinde bu alışkanlıktan kurtulduğu görüldü."
Bu belirtilere dikkat
İletişim: Geciken konuşma veya hiç konuşmama, iletişim kurma zorluğu, sürekli bazı sözcük veya söz öbeklerini tekrar etme, adı söylendiğinde tepki vermeme, davranış, mimik ve jestlere tepki göstermeme.
Sosyal etkileşim: Nesnelere işaret etmeme veya başkalarına göstermeme, başka insanların yüzüne bakmama, göz teması kurmama, gülümsemeye karşılık vermeme, yaşıtlarıyla ilişki kuramama, başka çocuklara ilgi göstermeme, övgü veya fiziksel sevgi gösterilerinden motive olmama, sempati veya empatiyi net olarak gösterememe.
Davranışlar: Sürekli olarak tekrarlayan oyunlar, belirli bir konuya veya nesneye karşı aşırı ilgi duyma, sürekli onunla meşgul olma, başkalarını ve davranışları taklit etmeme, belirli kalıplar, ritüel ve alışkanlıklara bağımlı olma, sürekli tekrarlayan hareketler (örneğin el çırpma, sallanma, göz çevirme), nesnelerin ayrıntılarına takılma, kalabalık, ses ve ışıktan aşırı etkilenme, bazı seslere, dokulara veya durumlara karşı aşırı tepki verme, acıya karşı fazla duyarlı olmama.
Çetin Özbey
Otistik çocukların beyniyle sağlıklı bir çocuğun beyni farklı iki bilgisayar işletim sistemine benzetiliyor. ABD'nin Northbrook kasabasında karlı bir kış gecesi; Craven'lerin evi... Yedi yaşındaki David ve beş yaşındaki Jason, bir taraftan 'Bebek Beethoven' filmini seyrederken, bir taraftan da babalarının oturduğu koltuğa tırmanmaya çalışıyor.
Ancak bu mutlu aile tablosu aldatıcı, çünkü David ve Jason otistik. David sadece 10 kelime biliyor, emzik emiyor, geceleri bezleniyor. Jason ise hâlâ biberonla besleniyor ve kimseyle konuşmuyor. Dana ve Barry Craven, oğullarına otistik teşhisi konulduğundan beri kapısını çalmadık doktor, denemedik yöntem bırakmadılar.
Çocukların zehirli maddelerle temasını azalmak için evdeki halıları kaldırıp parke döşediler, özel bir su arıtma sistemi kurdurdular. Müzik terapileri, yunuslarla yüzme gluten diyeti, ilaç tedavileri, yılda 75 bin dolar harcama... Hepsi nafile, çünkü bilim henüz otizm hastalığına çare bulamadı.
60 yıl önce keşfedildi
Newsweek dergisi, son sayısında otizmi işledi. 60 yıl önce keşfedilen bu beyin hastalığı tıp için hâlâ muamma. Özellikle son 20 yılda otistiklerin sayısında belirgin bir artış var, her 166 çocuktan biri otizm spektrum bozukluğu (Autism Spectrum Disorder-ASD) ile doğuyor. (Türkiye'de yaklaşık 100 bin otistik olduğu sanılıyor.)
Otizmde de erken teşhis çok önemli. Birçok çocuğa teşhis ancak iki yaşından sonra konabiliyor. Oysa bir yaşından önce tedavi görmeye başlayan çocuklarda belirtiler önemli ölçüde azaltılabiliyor. Bu yüzden doktorlar belirtileri en erken tespit etme peşinde.
Bir otistiğin beyniyle, sağlıklı bir insanın beyni, farklı iki bilgisayar işletim sistemi gibi ayrılıyor.
Örneğin, yüzleri tanımadan ve yüz ifadelerini algılamadan sorumlu beyin bölgesi, otistiklerde çok daha az çalışıyor. Uzmanlar, bilgisayar oyunlarıyla otistik çocukların bu alanda geliştirilebileceklerini umuyor.
Modern tıbbın çaresiz kaldığını düşünen aileler, alternatif tedavilere yöneliyor. Bilimsel bulgular aksini söylese de, yiyecek ve kullanılan araç gereçlerle vücuda giren metallerin otizmi tetiklediği yaygın bir inanış. Bu nedenle bazı otistik çocuklar, ciddi hastalıklara neden olabilecek, radikal diyetlere tabi tutuluyor.
"Daha geniş kapsamlı düşünmeliyiz" diyen ABD Otizm Ağı görevlisi Dr. Margaret Bauman örnek veriyor: "Sürekli ağlayıp olduğu yerde sallanan, otistik kızın boğazında ülser olduğu anlaşıldı. Aynı şekilde sürekli kafasını salayan otistik çocuğun, koliti tedavi edildiğinde bu alışkanlıktan kurtulduğu görüldü."
Bu belirtilere dikkat
İletişim: Geciken konuşma veya hiç konuşmama, iletişim kurma zorluğu, sürekli bazı sözcük veya söz öbeklerini tekrar etme, adı söylendiğinde tepki vermeme, davranış, mimik ve jestlere tepki göstermeme.
Sosyal etkileşim: Nesnelere işaret etmeme veya başkalarına göstermeme, başka insanların yüzüne bakmama, göz teması kurmama, gülümsemeye karşılık vermeme, yaşıtlarıyla ilişki kuramama, başka çocuklara ilgi göstermeme, övgü veya fiziksel sevgi gösterilerinden motive olmama, sempati veya empatiyi net olarak gösterememe.
Davranışlar: Sürekli olarak tekrarlayan oyunlar, belirli bir konuya veya nesneye karşı aşırı ilgi duyma, sürekli onunla meşgul olma, başkalarını ve davranışları taklit etmeme, belirli kalıplar, ritüel ve alışkanlıklara bağımlı olma, sürekli tekrarlayan hareketler (örneğin el çırpma, sallanma, göz çevirme), nesnelerin ayrıntılarına takılma, kalabalık, ses ve ışıktan aşırı etkilenme, bazı seslere, dokulara veya durumlara karşı aşırı tepki verme, acıya karşı fazla duyarlı olmama.
Çetin Özbey