HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

Sinsi ilerleyen bir hastalık: Böbrek yetmezliği FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme


Join the forum, it's quick and easy

HERKONU FORUM SİTESİ

Herkonu Forum Sitesi'ne Hosgeldiniz.

Sinsi ilerleyen bir hastalık: Böbrek yetmezliği FLAPPINGBUTT

Ailemize katilmak ister misiniz ? glsme

HERKONU FORUM SİTESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERKONU

Similar topics


      Sinsi ilerleyen bir hastalık: Böbrek yetmezliği

      Herkonu Forum Sitesi
      Herkonu Forum Sitesi
      Admin
      Admin


      Kayıt tarihi : 26/01/08
      Kadın
      Mesaj Sayısı : 1543
      Burç Sembolü : Burcunuzun Sembolü Lütfen
      Medeni Durumu : Evli
      Yasaklanma Sebebi Yasaklanma Sebebi : ---
      Sevdiğim Sözler Sevdiğim Sözler : Söylemediğin sözün hakimi,
      söylediğin sözün mahkumusun.
      ________________________

      Alim konuşuyorsa ; Bilirim susmasını ,
      Zalim konuşuyorsa ; Bilirim susmamasını !
      Cahil konuşuyorsa ; Bilirim susturmasını ,
      Bilmediğim konuda ; Bilirim konuşmamasını..
      _______________________

      Körden DeğiL!! Nankörden,
      YüzSüzden DeğiL!! 2 YüzLüden,
      Tipi Bozuk OLandan DeğiL!! Sütü Bozuk OLandan Kork...
      _______________________

      Ne kimseyi bir Hırs UğRuna Satarım..
      Ne de Kimseye yaLakaLık Yaparım..
      Ben Sadece,
      Bendeki doğruLarı Yaşarım..!.
      Site Puanı Site Puanı : 1337
      Rep Puanı Rep Puanı : 32

      Sinsi ilerleyen bir hastalık: Böbrek yetmezliği Empty Sinsi ilerleyen bir hastalık: Böbrek yetmezliği

      Mesaj tarafından Herkonu Forum Sitesi Perş. 25 Ara. 2008, 6:09 pm

      Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cengiz Utaş, böbreklerdeki hastalıkların genellikle sinsi geliştiğini ve çok önemli belirti vermediklerini, bu nedenle yıllarca böbrek hastası olduğunu bilmeden yaşayan hastalar bulunduğunu söyledi.

      Aynı zamanda Türk Nefroloji Derneği ve Avrupa Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Cengiz Utaş, “Türkiye’de, eğer tedavi edilmezse yaşaması mümkün olmayan böbrek hastası sayısı 38 bin” dedi.

      Türk Nefroloji Derneği tarafından düzenlenen birlikte düzenlenen, 24. Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi ile 17. Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi ve 9. Uluslararası Geriatrik Nefroloji ve Üroloji Konferansı, Antalya’nın Kemer ilçesinde devam ediyor. Organizasyona, aralarında dahiliye uzmanları, hemşireler, nefrologlar, yabancı katılımcılar ve pratisyen hekimlerin bulunduğu yaklaşık 2 bin 400 sağlık çalışanı katıldı.

      Türk Nefroloji Derneği ve Avrupa Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cengiz Utaş, böbrek hastalıklarındaki gelişmeler, diyaliz tedavileri, hipertansiyon ve böbrek nakli konularının ele alındığı organizasyonun başarılı geçtiğini ifade etti.

      Türkiye’deki hastaların giderek bilinçlendiğini belirten Prof. Dr. Utaş, hastaların önceden, hastalık aşaması böbrek yetmezliğine geldiğinde öldüklerini, çünkü önceleri böbreğin yerine geçecek tedavileri uygulamanın çok zor olduğunu ifade etti.

      “HASTA SAYISI 2010’DA İKİ KATINA ÇIKACAK”
      Böbrek tedavisinin eskiden çok masraflı olduğunu, hastaların diyaliz ünitelerinde yer bulamadıklarını anlatan Utaş, şu anda Türkiye’de 700 civarında diyaliz merkezi bulunduğunu, bazı hastaların evlerinde kendi kendilerine tedavi uygulayabildiklerini, hastaların bilinç düzeyinin de giderek arttığını söyledi. Buna rağmen, böbrek hastası sayısının giderek arttığına değinen Prof. Dr. Utaş, şu bilgileri verdi:
      “Milyon kişi başına düşen hasta sayısı Türkiye’de 2006 yılının sonunda 525’lere ulaştı. 2010 yılında bugünkü hasta sayısının iki misline ulaşılacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla, koruyucu sağlık daha da ön plana çıkıyor. Çünkü bu hastaların hepsi, hem sosyal hem klinik hem de ekonomik yönden sorunlar yaşıyorlar. Devlet bu tedavilerin önemli bir kısmını üstlendiği için bu paraların çoğu toplumun cebinden çıkıyor. Bu nedenle öncelikle koruyucu tedaviye yönelmemiz gerek. Uzun yıllar şeker hastalığı ve tansiyon kontrol altında tutulursa, böbrek hastalığı geçirme riski en aza iner.”

      “SİNSİ BİR HASTALIK”
      Ülkeler geliştikçe insan ömrünün uzadığını, bu nedenle de yaşlılıkta böbrek hastalığı gelişme riskinin arttığını kaydeden Prof. Dr. Utaş, en önemli risk faktörleri ise özellikle 40 yaşın üstündeki insanlarda hipertansiyon ve şeker hastalığı olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Utaş, şöyle devam etti:
      “Türkiye’de eğer tedavi edilmezse yaşaması mümkün olmayan böbrek hastası sayısı 38 bin. 4 bin civarında da böbrek nakli yapılmış ve yaşayan hastamız var. Böbrek yetmezliği aşamasına gelmiş yaklaşık 40 bin hasta var. Ama daha önemlisi, bu aşamaya gelmesi muhtemel olan çok sayıda hasta var. Bunun en büyük nedeni ise böbrek hastalığının özelliği. Kalbimizi hissedebiliyoruz, atışını duyuyoruz, teklediğini, ağrıdığını anlayabiliyoruz. Birçok organımızın farkındayız, ama böbreklerimizin farkında değiliz. Çünkü böbreklerdeki hastalıklar genellikle sinsi gelişir, çok önemli belirti vermezler. O nedenle yıllarca böbrek hastası olduğunu bilmeden yaşayan hastalarımız olur. Ve yaşayamayacak duruma gelince doktora giderler. Tansiyon için de aynı durum geçerli. Tansiyon hiç ölçtürülmezse, insanlar tansiyonlarının farkında olmazlar. Burada, insanların kontrole gitmesi çok önemlidir. Her insan, özellikle de 40 yaşından sonra senede bir kez idrar tahlili yaptırmalıdır. Basit bir idrar tahlili ile birçok gizlenmiş hastalık ortaya çıkabilir.”

      YILDA BİR KEZ İDRAR TAHLİLİ

      Çoğu böbrek hastasında hastalık ilerleyinceye kadar hiç bir belirti görülmediğine de işaret eden Prof. Dr. Cengiz Utaş, ancak idrarın renginde bir değişiklik varsa, idrar bulanıksa, hasta normalden çok veya az idrara çıkıyorsa, gece uykudan uyanıp idrara çıkıyorsa mutlaka hekime başvurması gerektiğini belirtti.
      Halsizlik, yorgunluk, bacaklarda başlayan şişlik, göz kapaklarının altında şişlik, iştahsızlığın da böbrek hastalığının belirtileri arasında olduğunu anlatan Prof. Dr. Utaş, “Günlük en az 1,5 litre su tüketilmelidir. Mümkün olduğu kadar tuzlu yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Bir insan, sıfır tuzla bile yaşayabilir. Fast-food tarzı beslenme, çok ciddi anlamda tuz içeriyor. Obeziteye yol açıyor. Bu da böbreği etkileyebiliyor ve birçok hastalığa yol açabiliyor” dedi.

        Similar topics

        -

        Forum Saati Perş. 28 Mart 2024, 10:05 am